|
KOMİKLER
CEM YILMAZDAN HİKAYELER............
BIR komedyenin programini izledim. Kadin sünnetçi çikarmisti. Ilk kadin
>sünnetçi. Ben 1978'de sünnet oldum ve sünnetçi kadindi. Böyle hatiralarin
>olmasi gerekiyor komedyen olman için. Ben 30 sene sonra anlatirim diye
>kendime 5 yasinda sünnet organize etmis olamam.
>BENI kadin sünnet etti. Bundan bahsederken belden asagi birseyden
>bahsetmiyorum. Sünnet bir hadisedir. Erkek çocugun mürüvvetinin görüldügü
>yer. Erkek çocugun mürüvvetinin görüldügü yerler sünnet, askerlik, evlilik.
>Gerçi sünnette daha net görülür mürüvvet. Ona mürüvvet diyorlar, enteresan
>bir sey. Kadin ismi vermis olmalari tuhaf. Gerçi rahim diye de adam var olsun.
>DIYARBAKIR'A gidiyordum uçakla. Hostesle muhabbet ediyoruz. Business'ta
>oturuyorum. Hep Business'ta otururum. Buraya da Business geldim. Ankara'ya
>business açilmis çok süper bir sey. Bilmeyen varsa söyleyeyim. Business is
>amaçli gidilen seyahat manasina gelmiyor. Portakal suyu veriyorlar sen de
>kendini bir b.k zannediyorsun. Ayni uçagin içinde ne sinif yapiyorsun ulan.
>Portakal suyu içerken kendini ne zannediyorsun. 'Mersi canim. Bunu içmeden
>uçamiyorum'. Bir de perdeyle ayirmiyorlar mi tavim ona. Soruyorsun 'Somon
>var mi?' Arkana bakiyorsun. 'Fakirler, ekonomi, allah belanizi versin. Uçak
>sizin neyinize'. Bir hava yaratirlar ki sanki uçak düsünce Business'takiler
>ölmüyor.
>HOSTESLE muhabbet ediyorum. Laf döndü dolasti sünnete geldi. Eh business'ta
>oluyor böyle seyler. Beni kadin sünnet etti dedim. Hostes dedi ki, 'Aaa
>kadinlar bindigi dali kesmez ama'. Hostesin sakasina bak. Biz yapsak,
>aforoz ederler.
>NE yaparsan yap ne olursan ol öleceksin. Insan ölümlü bir yaratiktir. Insan
>ölecegini bilir. Belgesellerde gördügün kaplanlar aslanlar gibi degil.
>Belgeselde gördügün kaplan, aslan hep kosacam zannediyor. O erkek aslani
>görmüyor musunuz. Fönlü böyle. Artik ormanda nerede buluyorsa fönü. Bizimki
>daha kompleks bir yasam. Ölecegini biliyorsun ve siklikla unutuyorsun. Hani
>ölümden dönenler anlatir ya; bir isik geldi falan diye. O, kiça tikilan pamuk.
>SENIN inancini bilemem. Istersen toteme tap. Herkes ölecek. Mahser var ya.
>Orasi iste. Kiyamet kopsun herkes orada olacak. Büyük bir kokteyl gibi
>düsünün. Ilk gün imza almaktan anan aglayacak. Herkes orada çünkü. Aaa
>Sezar.
>REENKARNASYONA inananlar var. Yok öyle bir sey. Hep söyle yapiyorlar.
>'Önceki hayatimda Rus Çariçesiydim' Hiç o..... olan yok. Hiç duyuyor
>musunuz, 'Önceki hayatimda taksi soförüydüm'. Herkes kral...
>HERKES yanacak dedigim bir kisi hariç. O da Fedon. Çünkü Fedon daha
>yanamaz.
>Fedon artik limitte onu direk cennete alacaklar.
>TÜRK Hava Kurumu bizim memleketin en iyi çalisan kurumu. Kurban derisini
>veriyorsun ondan uçak yapiyor. Artik nasil katliyorsa. Bi de tuzlarsan F-16
>oluyor diye bir geyik var ama yalan olmasin.
>ASKERDE seni mesleginle yönlendirirler. Terzisin terzi yaparlar. Atom
>mühendisiysen gazinoda televizyondan sorumlu olursun. Sahsina santral
>kuracak degil ya...
>GENÇLIGIN bir lafi vardir, 'En verimli çagimda askere aldilar' Sanki herifi
>soguk füzyonu bulurken götürdüler. Bunu söyledigi zaman komik durum oluyor.
>Ama günde sekiz saat antrenman yapmasi gereken baleti 8 ay botla gezdirirsen
>Kugu Gölü'nden manda b.kuna transfer olur.
>EN verimli çagimda askere aldilar. Ne yapiyordun ki? Verimli verimli evde
>oturuyordum. Ulan ben para basiyordum beni aldilar askere.
>NIYE bedelli yapmadin diyorlar. 15 bin mark veriyordun 28 gün yapiyordun.
>Ben hiç para vermeden 550 gün yaptim. Bir de orada olani biteni anlatiyorum
>senede 2 milyon dolar kazaniyorum. 28 günlük birikiminle single çikaramazsin.
>300 erkek yan yana yatiyorsun abi. Kalabalik bir erkek toplulugu demek,
>baska bir organizma demek abi. Kadin olmasa b.k içinde yüzeriz. Kadin
>kendine özenmen için sebeptir. Deodorant mi at gitsin. Konyali arkadaina
>koksan ne olur ya. Ayaklarini haftada bir mi yikiyorsun. Ayda bir yika. Kim
>senin mantar yetistirmene birsey diyebilir. Askerligi yapmis olan o kokuyu bilir.
>KÜFÜR konusunda ben muzdarip bir insanim. Bu konuda bir çifte standart var.
>Vizontele'de ben bir adami canlandirdim. Yazildigi haliyle bir o..... ç.....
>O adami baska türlü canlandirmanin imkani yok. Bizim eski filmlerimizde
>falan küfür yoktur. Trajedi yasanir, adamin karisina, kizina tecavüz, bir de
>köyü yakarlar. Bizim filmin kahramani finalde gelir, 'Alçaklaaar'. Yani
>hiçbir caydiriciligi olmayan.
>BIR eroin kaçakçisinin hayatini yapiyor herif. Böyle konusuyor: Mal geldi
>mi? Geldi efendim. Fakat, filhakika malimiz kantara girdi. Olur mu lan
>böyle. Bu adamlar böyle konusmuyor ki. Mal geldi mi? Geldi a... koyum.
>Malin anasini s....ler.
>DENIZ Harp Okulu'nun kurulus yildönümünde sahneye çikiyorum. Ilk mezunlar da
>gelmis. Nasil bir yas ortalamasi anlatamam. Ilk 20 dakika eski Türkçe
>anlattim. Filhakika, buna mukabil bir sonraki latifede bulusmak üzere.
>Benden sonra Ajda Pekkan vardi, söyle sundum: Yeni yetenek Ajda Pekkan.
>Abicim sifir reaksiyon. Herkes onayliyor. 'Bu kiz çok tutacak' diyorlar.
>AL kadehi ver al... Lider taklidi yaptim durduk yerde. Eskiden lider taklidi
>vardi. Simdi çok zor. Iki kisi koluna girecek. Amma zor is.
>14 Mart Tip Bayrami'nda doktor arkadaslarla sohbet ediyoruz. Bizde sperm
>bankasi var mi diye sordum. Yok dediler. Dedim isabet. Içinde banka lafi
>geçtigi için biri hortumlar rezillik olur.
Gösteri öncesinde birçok üniversiteye gittim Bilgi Üniversitesi hariç
Bir de iyilik mafyası oluştu. 4 tane tekerlikli sandalye almak için Çırağanda geceler yapılıyor.

KOMİK AMA GERÇEK
- Malum servis söförümüz trafikte hareket edemez halde beklerken (gayet de haklıydı çünkü önündeki arabalar kuyruk olmuştu) arkadan kornaya abanan araç sahibine camdan sarkarak: -'Pokemon'muyum lan ben arabaların üzerinden uçayım' diye bağırarak tüm servisi yere yıkmıştı.
- Yetmiş sekiz yaşında, tonton bir babaannem var. Ne kadar modern olsa da gelişmiş teknolojiye ayak uydurmakta epey zorlanıyor. Buna en güzel örnek evimi aradığında telesekretere bıraktığı not. - Babaannesi aradı dersiniz.
- Olay, bir arkadaşımın annesinin gözetmen olarak bulunduğu ilkokulu dışardan bitirme sınavl arından birinde gerçekleşiyor. Dışardan bitirme sınavı ya, yağlı ballı adamlar da var sınavda. Gözetmenler sınav sırasında sıraların arasında dolaşıyorlar. Tam o sırada gözetmen bakıyor, adamın biri soruların hiçbirine cevap verememiş; acıyor adama. 'Maddenin üç halini yazınız' sorusunu parmağıyla işaret ediyor ve adamın kulağına eğilip cevabı fısıldıyor: 'Katı, Sıvı, Gaz.' Sınav kurulunu dumura uğratan an cevap kağıtları okunurken gerçekleşiyor. Sorunun cevabı, kağıtların birinde aynen şöyle yer alıyor: - Katır, Sığır, Kaz.
- Sene 1992, üniversite yılları. Anneannemin haç parasıyla zar zor bir bilgisayar kapatmışız ama printer'a para kalmamış. Akşam vakti printer'ı olan bir arkadaşa gidip aleti ödünç aldım, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz. Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi, taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimliğini gösterdi. Ben kucağımdaki cihazın inmemek için uygun bir bahane olduğu düşüncesiyle elde kimlik arabada bekledim. Polis abi geldi, kapıyı açtı, ve aramızda şöyle bir diyalog geçti: - O ne len ööle? - Printer (yanındaki öteki polise dönerek) Ecnebi oğlum bu. Sonra gülümseyerek kapıyı kapattı. Güle güle manasına ikisi birden el salladılar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra şöför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayı kullanamıyordu.
- Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor: -Bu düzen değişecektir. Bir vatandaş bağırmış: -Düzen hayatından memnun; düzülen ne zaman değişecek?
- Abimiz koyu kahverengi deri, yarım botu alıp k asaya yanaşıyor.Kasadaki kız botları poşete koyarken, sayın abimiz de soruyor; - 43 lira değil mi?... - Kız, 'Ne münasebet' der gibi bakıyor ve 'Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 lira.' Abimizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor; -Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor...
- Sene 1968, İstanbul Bahçelievler'de Skripp tükenmez kalemlerinin fabrikası var ve önünde de 98 no lu otobüslerin durduğu otobüs durağı. Bu durak Bahçelievler'den sonraki ilk durak ve anlatacağım olay gerçekten yaşanmış olay. Otobüsle Bakırköy'den Güngören'e giderken Bahçelievler durağında otobüse çok güzel bir kadın bindi. Tam biletini alacağı zaman otobüs hareket etti. Kadın biletçiye bir Şirinevler bileti verir misiniz diye sordu. Biletçi bu otobüs Şirinevler'e gitmez deyince bayan durdurun otobüsü ineceğim dedi. Biletçinin cevabı ha yli ilginç oldu. - Hanım, hanım kalktı bir kere Skip'te indireceğiz. Bu lafı duyunca kadının yüzündeki ifadeyi görmenizi isterdim ( bu arada Skip otobüs durağının adı )
- İzmir'de 15 yıl kadar oluyor, maçta yanıma süzme Karadenizli müthiş çenebaz bir vatandaşımız düştü. Günün olayı idi Nataşa konusu. Evli idi, onun da ilgisi vardı Nataşalara.. Dayanamadım sordum. 'Karınızı aldatmak nasıl bir duygu' diye acaba? Suçluluk duymuyor muydu? Verdiği cevap şu oldu: - Onlar da karı diye yıllarca bizi aldatmışlar dur da!
- Temizlikçi bir kadın dışardan İlkokul diploması almak için sınava girer. Tabiat bilgisinden sorular ve cevaplar şöyle: -Soru Mide ne iş yapar? -Cevap Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür. -Soru 'Akciğer ne iş yapar ?' -Cevap Solunum yapar, bizi yaşatır. -Soru Kalp ne iş yapar? -Cevap Dolaşım yapar. -Soru Beyin ne iş yapar? -Cevap Bizim apartmanda kapıcılık yapar.
- Yıllar önce bir Karadeniz kasabasında görev yaparken, kansızlık nedeniyle başvuran bir hastamı muayene ediyordum. Konjoktiva dediğimiz alt göz kapağının içine bakarken, bir yandan da : 'Amca sende basur mu var?' dedim. Kansızlığın baş sebeplerinden biridir ve Karadeniz'de bu duruma sık sık rastlanır. Amcanın dışarı çıkarken yanındaki arkadaşına söylediğini hâlâ hatırlarım... 'Ne doktormuş be, helal olsun..! Gözümden baktı, dötümdekini gördü.' --
Bugün 13 ziyaretçikişi burdaydı!
|
|